Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | olarak görülmek | be seen as v. |
General | olarak görülmek | be considered as v. |
General | olarak görülmek | count v. |
Phrasals | ||
Phrasals | olarak görülmek | rate as v. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | 30 ile 45 yaşları arasında olup orta yaşlı olarak görülmek istemeyen kimse | middle youth n. |
General | nadir olarak görülmek | be rarely seen v. |
Phrasals | ||
Phrasals | (birisinin planlarının, hesaplarının) gerekli bir parçası olarak görülmek | enter into v. |
Phrasals | önemi (birinin/bir şeyin) gerisinde olarak görülmek | rank below (someone or something) v. |
Phrasals | (bir şey) olarak görülmek | rate as (something) v. |
Phrasals | (biri/bir şey) olarak görülmek | pass as (someone or something) v. |
Phrasals | (biri/bir şey) olarak görülmek | pass for (someone or something) v. |
Colloquial | ||
Colloquial | bir şey olarak görülmek | be meant to be something v. |
Idioms | ||
Idioms | suçlusu olarak görülmek | lie on the head of v. |
Slang | ||
Slang | olabilecek en şaşırtıcı şey olarak görülmek | take the biscuit v. |